Perihan`IN sayfasI
İYİ Eğlenceler
PERİHANIN SAYFASI
Istikbal Marsi-7
İSTİKBAL MARŞI
Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak!
Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak!.
O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,
Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak!
Çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal!
Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al!
Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal,
Hakkını vermezsen burdaki ortaklarının behemehal!
Ben ezelden beri aç yaşadım,aç yaşarım!
Hangi hükümet beni kurtaracakmış,şaşarım!
Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım!
Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım!
Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar,
Benim ceğiz, .cağız diyen bir hükümetim var!
Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar?
'Avrupa Birliği' denen tekdişi kalmış canavar!
Arkadaş, Meclis'e namusuyla çalışanları uğratma sakın!
İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın!
Gelecektir, cezanı vereceği günler Hakkın,
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!
Yaktığın yerleri 'orman' diyerek geçme, tanı!
Çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı!
Gözleri açık yatır seni kurtaran atanı,
Satılmadik o kaldı, durma satıver şu vatanı!
Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda!
Semizlettin Apo'yu, mezarında dönsün Şüheda!
Uydurma kanunlarla Meclis'ten getirin seda!
On bin Yıllık tarihe, yurdum ederken veda!
Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?
Yediginiz herzelere başka ne demeli!
Oyuverin altını iyice sallansın temeli,
Yurdumun ki, sonunda vatandaş kükremeli!
O zaman durur belki gözümden akan yaşım,
O zaman doğrulur belim, yukarı kalkar başım,
O zaman boşa gitmez yıllarsüren uğraşım!
HESABINI VERİP TE GİTTİĞİNİZ GÜN KARDAŞIM,
Dalgalanın dolar gibi sizde şimdi ey suçlular!
Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular,
Ebediyen, öyle yok hesapsız bir iktidar!
Hakkıdır 'garip yaşamış vatandaş'ın da gülmek,
Hakkıdır ezilmiş milletimin, aydınlık bir İstikbal!
Cem YILMAZ

Yıl: 1967
"Karşıma aniden çıkınca ziyadesiyle şaşakaldım ve çok mütehassis oldum...
Nasil bir edâ takınac ağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim.
Buna mukâbil az bir müddet sonra kendimi toparlar gibi oldum.
Cemalinde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı...
Üstümü başımı toparladım, kendimden emin bir sesle
'Akşam-i şerifleriniz hayrolsun' dedim.."
Yıl: 1977
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve hislendim..
Ne yapacağıma karar veremedim. heyecandan ayak larım titredi.
Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan
bir gülümseme vardi.. Üstüme çeki düzen verdim. kendimden emin bir sesle
'iyi akşamlar' dedim.."
Yil: 1987
"Karşıma aniden çıkınca fevkalâde şaşırdım ve duygulandım. . .
Nitekim ne yapacağıma hüküm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi.
Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum: Nitekim yüzünde
beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendimden emin
bir sesle 'Hayırlı akşamlar' dedim.."
Yil: 1997
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım ve duydulandım...
Fena halde kal geldi yani.. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor,
bu iş tamamdır dedim... Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle
'selam' dedim.."
Yıl: 2007
"Abi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yani ve duygu durumum kabardı...
Oğlum bu is bizi kasar dedim, fena göçeriz dedim, enjoy durumları yani...
Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita
senin... 'Hav ar yu yavrum?'"
Yil: 2017
"Karşıma aniden çıkınca korktum. Kapkara çarşafın içinde kara bir hayalet gibiydi.
Ulan ne halt ettik de 2007de bu yobazlara oy verdik. O gün bugündür gitmediler
başımızdan. Şimdi şu karşıma çıkan dünya güzeli midir yoksa kaknemin teki midir gelde anla
Bi daha bunlara oy verirsem diye cem ama oy verme falan da kalmadı ki. Kadılar konseyi midir
nedir bişey çıktı. Başında da Fetullah Hoca. Dedikleri kanun oluyor. Tüüüh namaz vakti geçiyor.
Ulan karıya daldık yiycez şimdi dayağı islam devriyesinden. Geçen Cuma namazında ağzımda sakız
unutmuşum, daha onun morlukları geçmedi.........'"
BURAYA KOYACAK ÇİÇEK BULAMADIM
NEDEN mi?
Bilmem hurmalar daha yakıştı..(((
sizce süs konacak bir hal var mı ? hüzünden başka
Atatürk şimdi ölüyor...
SEVGİLİ Kıymet Sönmez, bir eski takvim yaprağının arkasında buldu:
"...İnebolu’dan Kastamonu’ya geliyoruz. Büyük Gazi’nin 24 saat evvel şapka hakkında söylediği nutuk Kastamonu’da etkisini göstermiş. Bütün memurlar, öğretmenler beyaz şapka giymişler.
(.......)
Ata, Kastamonu’ya gelirken çarşaflı-peçeli kadın öğretmenler, şimdi peçelerini açmışlar. Yol boyunca yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk herkes dizilmiş, sevgi çığlıkları atıyorlar. Bu sesler Ilgaz’ın eteklerinde yankı yapıyor.
(.......)
Gazi, manzaranın ihtişamı karşısında otomobilinden indi. Daha iki adım attı ki, yolun iki tarafını dolduran ve tarlalara taşan gök peştamallı Türk anaları onun etrafını sardılar.
(.......)
Altın saçlı, keskin bakışlı Atatürk, mendilini gözlerine kapattı...
Atatürk ağlıyordu..."
*
O kutsal devrimin, artık sadece eski takvim yaprağının arkasında kalan kısmıdır bu.
Bize; kılık-kıyafet devriminin, tüm cumhuriyet devrimlerinin sembolü olduğunu anlatır.
Atatürk, güçlü orduları yendiğinde değil, Kastamonu’da çağdaş giysili kadınları gördüğünde anlamıştı başardığını ve ilk kez ağlamıştı.
Ve dinci bu yüzden ısrarlı.
Bu yüzden; karşı devrimciler açısından kadınların tekrar tesettüre bürünmelerinin, üniversitelerden başlayarak kızların türbana girmelerinin önemi fazla.
Bu yüzden sabırsızlar.
Bu yüzden aceleleri var.
*
Şimdi kaybediyor Atatürk...
Şimdi yeniliyor...
Atatürk’ü ağlatan kıyafet devrimi de öbür devrimler gibi bugünlerde siliniyor.
Anlamıyor musunuz?..
Bir ulus, kendisine bağımsızlık-özgürlük-kimlik-kişilik veren... Onur-şeref armağan eden... Kendisine çağdaşlık-uygarlık yolunu açan... Ve bunu başardığını gördüğü zaman ağlayan yiğidine ihanet ediyor.
Çocukları terk ediyorlar onu...
Ve Atatürk yeni yeni ölüyor.
Saniyedir bu sayfadasınız... |